24 Ağustos 2011 Çarşamba

Reklam yüzü, sesi ve her şeyi

'' Yine o tanıdık ses... Şu eski makarna reklamında da, hani o ağzımıza dolanan şarkıyı bu kız söylemiyor muydu? Hmm bu manken çocuk neden hep 'Clark' çekmeye çalışıyor... ''

Bu tip geri dönüşlerim fazla olunca aklımda kalan tüm reklam figürlerini, seslerini şöyle bir aklımdan geçirdim. Birkaç istisna hariç diğerlerinin hep birbirini tekrarladığını hissetmem bana acaba şimdi reklam verene mi yoksa reklam ajansına mı çatayım sorununu sordurdu.

Örnek verecek olursak; bir gıda ürününün reklamıyla parlayan hanım kızımız ardı arkası kesilmeyen gıda ürünlerinin reklamıyla hem tüketiciyi, hem de reklam vereni bıktırıyor ama, gelin görün ki bu kısır döngü devam ediyor. Aynı ses tonları, aynı şarkılar, aynı tavırlar... Şunda çok işe yaramıştı, bizde de tutabilir mantığıyla reklama dalan reklam veren kendini ve marka yüzünü eskitmekten öte geçemiyor. Zira, artık reklam yutan bir kitle haline gelen tüketici ana reklamdan çok önceki benzerlerini düşünmeye başlıyor. Aslında bu eski reklamdaki marka için oldukça iyi bir hatırlatma olmasına rağmen yeni marka ve reklam yüzü için oldukça hedefsiz bir durum.

Bu gibi durumların fazlalığı ve reklam verenlerin istekleri göz önünde bulundurulunca benzer durumların devamlılığının artacağını kestirebiliriz. E peki bunun kime zararı var denilebilir. Alan memnun satan memnun ise olan elbette devamlı aynı sloganlar, sesler ve yüzler ile boğuşan tüketiciye oluyor... Geçmiş olsun ey tüketici! Aynı yüzlerle, aynı seslere nice markalara...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder